top of page
Writer's picturegülce gürses

İlham


Sevgili TDK'da

ilham kelimesi;

1) Esin.

2) Tanrı'nın, peygamberlerin yüreğine doldurduğu tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler, olarak anlamlandırılıyor.


İngilizcede ise;


1) The process of being mentally stimulated to do or feel something, especially to do something creative.

(Özellikle yaratıcılık gerektiren alanlarda, bir şeyler yapmak veya hissetmek için kullanılan zihinsel süreç.)

2) A sudden brilliant or timely idea.

(Ani, parlak veya zamanında gelen fikir.)

Kişisel gelişimle ilgili birçok kitap okudum, programlar izledim, söyleşiler dinledim. Bunların içinde en uzun süre takılı kaldığım konulardan biri de yaşamımın içinde en tutku duyduğum alanı bulma konusuydu. Hayli karanlık ve bıkkın bir dönemin içindeyken bu soru karşıma bir anıt gibi dikildi. Cevabını bulamadıkça büyüdü, boyumu aştı. Kendi yolculuğumda, daha farkındalığı yüksek bir insan olabilmek için çok iyi niyetlerle çıktığım bu yolda, ansızın kendimi daha da karanlık bir yere sıkıştırdığımı düşünüp umutsuzluğa kapıldım.


Bir şey arıyordum, yapmaktan çok keyif aldığım, hayatımın sonuna kadar onu yapmadan duramayacağım tek bir şey...


Halbuki ben çok uluslu bir Dünya canlısı olmuştum hep. Yazmayı, çizmeyi, dikmeyi, boyamayı, paylaşmayı, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, hepsini çok ama çok seviyordum. Hangisiydi benim tutkum? Düşünüp içinde kayboldukça herkes gibi ben de ilk aklıma geleni yaptım. Ne de olsa bazı cevaplar burnumuzun dibinde biter, gökte aramanın mantığı yoktur...

Yok mudur?

Benim tutkumun olsa olsa, bugüne dek en iyi yaptığımı düşündüğüm, son 20 yılda da aktif olarak mesleğim olan dekorasyon ve tasarım alanı olması gerektiğine karar verdim.


Halbuki en iyi yaptığımızı düşündüğümüz şey, çoğu zaman dış etkenlerle onaylanmış, iyi para kazandığımız için kendimizi ya da başkalarının bizi başarılı olarak değerlendirdiği, bazen sadece üzerinde daha çok pratik yapma şansımız olan şeyler değil mi? Bu kadar kısıtlı bir tanı mekanizması nasıl olur da tutku duyduğumuz o şeyle ilgili doğru teşhisi koymamızı sağlayabilir?


Çok uzatmayacağım... Ben debelendikçe bulmak için, cevap daha da uzaklaştı, bulunması imkansızlaştı. Böylece durdum. Her ne kadar sabırsızlığıyla nam salmış biri olsam da durdum. Bir söz vardır, ki duvarımda asılıdır.

La Edri derler... Söyleyeni bilinmeyen:


"Bazen en iyi şeyler, onları beklemeyi bıraktığımızda gelir."


Ben de öyle yaptım. Ama sen unuttuğunu sansan da bilinç dışındaki o hummalı çalışma durmuyor... Bir kere o tohum düştü mü içine, yavaş yavaş kök salıyor, filizleniyor.

Birgün ansızın dank etti bana da. Olmadık bir yerde, Pinterest aleminin çok sevdiğim görüntülerinde oradan oraya savrulurken...


Yapageldiklerimin içinde sadece tek bir şey değildi tutku duyduğum. Sadece yazmak, sadece okumak, sadece çizmek... Hayatımın her döneminde ve alanında olmuş ve olacak olan yaratma arzusu, üretmek en büyük tutkumdu. Yollarını özgür bıraktıkça ben, ister yazarak, ister keşfederek, yol yaparak, istersem de çizerek ya da her neyse o sırada araç olarak kullanmak istediğim, bir önemi yoktu... İçimden taşan üretme isteğinin benden her şekilde akıp geçmesine izin verecektim sadece...




Bugün Youtube da çok severek izlediğim, takip ettiğim daire kanalında, Tokat'ta bir yayla evini izlerken, gerçi çoğu bölümde aynı hisse kapılıyorum, içimi kocaman bir sevinç kapladı yine. Yapamazsınlara, olmazlara kulak asmayan insanların toplu direnişi gibi...




 Bir çok mimarın inanılmaz işlerine tanık oldum. Kendi dekorasyon şirketimde yıllarca çoğu müşterimin kendinden bir şey katmak şöyle dursun, en büyük arzularının daha gösterişli daha iddialı ya da etrafındakilerin beğeneceği şeyleri talep ettiklerine hüzünle tanık oldum. Tam da bu yüzden, hayatın bambaşka yollarından insanların, yaşam alanlarıyla kurdukları bağı, tasarım ve dekorasyon kanalıyla, kendi renklerini, çeşitliliklerini cesurca, mutlulukla ortaya koydukları ve bizlerle paylaştıkları her bölüm bana ilham veriyor. Bir alanda kendimizi ortaya koymamız, ifade etmemiz için illa onun uzmanı olmamız gerekmiyor. Önce merak, sonra hayal gücü ve cesaret...


 Çeşitliliğin zenginliğini görmek, kendini ortaya koymaktan çekinmeyen, tutkunu oldukları şeyleri, dili, meslekleri ne olursa olsun özgürce ifade eden, konuşan, ana dilleri olmadıkları halde kendi biçimlerinde uyarlayan insanlarla yollarımın daha da çok kesişmesini diliyorum. Aracı olan, ortam sağlayan, dolayısıyla emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Onları görmek, bana olmak istediklerim için ilham veriyor... Hangi dilde, hangi anlamda olursa olsun, size ilham veren şeyler hep çevrenizde olsun...


0 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page