
Merhaba!
Birinin karşısına geçip sorduğunuzda, kimsin sen? diye, büyük çoğunluğu önce adını, hemen sonra da yaptığı işi söyleyecektir. İsmimizin bizi tanımlayan unsurlardan biri olduğu kabulümdür, ismin enerjisinin sahibinde gezindiğine inanırım... Peki ya işi? Bir isim, bir de meslek, yeter mi bizi biz yapanları anlatmaya... Belki bir parça daha sadece, hepsi bu...
Türkiye'nin batısında bir şehirde, İzmir'de doğdum ve yaşıyorum. Bu gezegendeki varlığımın kökleri Midilli'den Bosna'ya, oradan Halep'e kadar uzanıyor. Bu melezlik ailemin her katmanında farklı miktar ve biçimlerde tezahür ediyor. Hasılı, renkleri, baharatları ve müzikleri çok çeşitli bir ailenin en küçüğüyüm.
Hatırlayabildiğim ilk yüksek frekanslı duygu kırıntısı farkındalık radarıma takıldığı günden beri yazıyorum. Konuşmak daha gündelik işlerin aracı oldu benim için başlarda... Büyüdükçe, hayatın karmaşıklığını tattıkça, bu denklem tersine dönüp, çok ters iklimlerde yolunu kaybettiyse de, peşine yeniden düştüğüm varlığımın gerçek amacını, yolda olmayı, tüm melezliğiyle kucaklıyorum.
Bu gezegenin her canlısı gibi gezgin, aynı yolda, farklı adımlar atmanın mesele değil, renk, neşe, umut olduğunu bilerek ve paylaştıkça büyüyüp, çoğalarak..
Gülce Gürses
